Bu ay ki yazımızda Ramazan ayında nasıl sağlıklı beslenmemiz gerektiğinden bahsedeceğiz.
11 ayın sultanı Ramazanı idrak ediyoruz ve bu kez Ramazanda beslenme, yani sahur ve iftarda bize zarar vermeyecek şekilde beslenmeyle ilgili bilgiler vermek istiyorum;
Ramazan ayının ilk 10 günü, vücudun yeni bir beslenme düzenine alışabilmesi için zorlanmalarla geçer. Oruçlu olarak geçirilecek sürenin uzunluğu, susuzluk, sıcakların ortaya çıkmasıyla gelişen iştahsızlık bu sorunlardan bazılarıdır. İlk başta vücut alışık olmadığından birdenbire çok fazla yemek, ağır, yağlı yemeklerle beslenmek özellikle de kalbi çok zorlar. Uzun süre aç kalınacağı için daha çok yemek yenilmektedir. Özellikle de yağlı ve kalorili yiyecekler sofralarda bulunacaktır. Ancak bu durum bir takım sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Ramazanda uzun süre aç kalmak metabolizmayı etkiler. Bu yüzden, oruç tutanların ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmamak için beslenme konusunda bazı inceliklere dikkat etmesi gerekiyor. Bu durumu genelde iftar sonrasında kendimizi yorgun, bitkin hissetmemizle, üşümemizle hissederiz. Ayrıca açlık durumunun uzun süre devam etmesi baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, dalgınlık, dikkatsizlik, uykuya eğilim, sinirlilik, hazımsızlık, şişlik, ekşime gibi sorunlara da neden olur ve iş verimi düşürür. Özellikle iftar saati yaklaştıkça sinirlilik, ani öfke patlamaları, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, mide bulantısı ve halsizlik gibi belirtiler artar. Çünkü uzun bir açlık sonrası ağır yemek kalbin yükünü artırır. Bu durum yüksek tansiyona, beyin kanaması ve felç geçirmeye de yol açabilir. Eğer ramazan boyunca beslenme konusunda bazı noktalara dikkat edersek, bu rahatsızlıklara karşı önlemimizi almış olur ve sağlıklı bir ay geçirebiliriz.
Ramazan sofralarından eksik olmayan sucuk, pastırma, turşu gibi şarküteri ürünleri, baharatlı yiyecekler vücutta su tutulmasına, şişkinliğe yol açmaktadır. Bu sebepten iftardan ve sahurdan 15 dakika sonra rezene çayı tüketilmesi vücudumuzda biriken şişkinliği gaz birikmesini giderir midenin rahatlamasına oldukça yardımcı olur. Midemizin sağlığı için iftarda çorbayla başlamamız gerekmektedir. İftarda bir küçük kase çorbayı yavaş yavaş içmek mideyi de rahatlatacaktır. Çorbanın içine toz zencefil koyarak içilirse daha iyi olur. Sahura kadar 7-10 bardak su içilmelidir. Su kabızlığı da önleyecektir. Sahurda kahvaltı tarzında yemek daha doğrudur. Peynir, haşlanmış yumurta, 4-5 adet zeytin, salatalık-domates, yeşillikler, tam tahıllı ekmek uygundur. sigara içen tiryakilerde, özellikle ramazan ayının ilk haftasında çok baş ağrıları olur. bunu önlemek için ramazan ayından 1 hafta 10 gün önce sigarayı azaltmaya başlamalı ve vücudu yeni düzene alıştırmaya çalışmalıdır. Karabaş otu ciğerleri temizlediği gibi sigarayı bıraktırmaya az da olsa etki göstermektedir. Bu sayede vücutta alıştırma yapılabilir. Bu şekilde oruca başlandığında sigaranın yokluğu daha az hissedilecektir.
Yavaş çalışan metabolizmayı hızlandırmak için akşam yemeklerinden sonra açlık otu çayı demlenebilir. Bağırsakların çalışmasına etki gösterecektir ve ramazanda ani kilo artışının da önlenmesine de yardımcı olacaktır.
Hayırlı Ramazanlar diler sağlıcakla kalmanızı temenni ederiz.