Anne babaların en büyük hayallerinden biri de çocuklarının kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi kararlarını verebilen ve hayatta karşılaştığı sorunları kişisel yetenekleri ile çözebilen bireyler olmasıdır. Bu beceriler çocuğun sahip olduğu sorumluluk duygusu ile bağlantılıdır. Sorumluluk duygusu gelişmiş bireyler hayatta daha başarılı ve mutlu olur. ‘’Çocuklarınızın ayaklarının yere sağlam basmasını istiyorsanız, omuzlarına biraz sorumluluk yükleyin.’’ der A. Buren
Çocuklardaki otokontrol mekanizmasını oluşturabilmek ve devam etmesini sağlamak büyük ölçüde ebeveynlerin tavır ve davranışlarına bağlıdır. Sorumluluk duygusu da birkaç gün ya da birkaç saatlik yoğun çalışma sonunda elde edilebilecek bir beceri değildir.
Çocuklara sorumluluk duygusunu kazandırabilmek için çocuğun gelişim düzeyini ve bireysel özelliklerini çok iyi bilmek gerekir. Sorumluluk duygusu kazandırmak amacıyla verdiğiniz görevler çocuğun gelişim seviyesinin üstünde olduğunda zorlandığı için yapmak istemeyecektir. Gelişim seviyesinin altında bir görev verildiğinde de kolay olduğunu düşündüğü iş ilgisini çekmeyecektir.
Sorumluluk duygusu kazandırma sürecinde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da çocukların yaş özelliğine göre verilen küçük görevleri yapabilecekleri ortamlar hazırlamaktır. Yaş ve beceri düzeyine uygun sorumluluklar vererek çocuklarınızın otokontrol kazanımına da destek oluruz. Sorumluluk duygusunun gelişmesi için çocukların sorumluluk aldıkları ortamlarda büyümeleri gerekir.
Örneğin, 2-3 yaşındaki çocuklar yemeklerini kendi yemek ister. Anne ya da baba ‘’çok zaman alıyor’’, ‘’çok oyalanıyor’’, ‘’etrafı dağıtıyor’’ düşüncesiyle bu isteğine karşı geldiğinde veya destek olunmadığında çocuk, ‘’ben kendi başıma yemeğimi yiyemiyorum,’’ ‘’yemek yemek küçüklerin yapabileceği bir iş değil’’ düşüncesine kapılabilir. Bu davranışınızla ondan kendi kendine yemek yeme sorumluluğunu almış olursunuz.
4-5 yaşındaki bir çocuk kıyafetlerini kendisi seçip giyebilir ve hatta bazen farklı çorapları giymekten de büyük keyif alır. Ebeveynleri ‘’renk uyumu uygun olmamış’’ veya ‘’gideceğimiz yere bu kıyafet uygun değil’’ gibi cümlelerle kıyafetlerini değiştirirse çocuk da ‘’ben kendi kıyafetlerimi kendim seçemiyorum’’ veya ‘’güzel kıyafet seçemiyorum’’ düşüncesini kabul eder. Siz sadece seçtiği kıyafeti giymesini engellemiş olmazsınız, aynı zamanda kıyafetlerini kendi başına giyme alışkanlığı ve sorumluluğu kazanmasını da engellemiş olursunuz
10-11 yaşındaki bir çocuğu bir saatliğine dışarı oynamaya yolladınız. Fakat, iki saat sonra ancak siz çağırdığınızda geliyorsa ve dışarıda gereğinden fazla zaman geçirdiği için yetiştiremediği işleri de siz yapıyorsanız ona yardım etmiş olmazsınız. Aksine yapması gereken işlerle ilgili kendini sorumlu hissetmesini engellemiş olursunuz. Böyle bir durumda ona küçük bir kol saati hediye ederek otokontrol yolunda küçük, sorumluluk kazandırma yolunda da büyük bir adım atmış sayılırsınız.
Çocuklarımızda sorumluluk duygusunu aşamalı olarak geliştirmeliyiz sevgili anne babalar. Önce çocuklarımızı çok iyi tanıyıp, karakterlerine uygun küçük adımlar atmalıyız. Onlardan harika ve mükemmel sonuçlar ortaya koymasını beklemeyin. Eleştirmek yerine takdir ederek dönüt verin.
Üç çocuk annesiyim, üçünün de eğitimi ve gelişimi ile ilgileniyorum bütün anne babaların yaptığı gibi, fakat üçü için aynı yöntemleri kullanamıyorum. Bazı çocuklar sorumluluk almaya karşı daha meyillidir ki bu faktörü gözardı edersek karşılaştırmalar hem sizi hem de çocuklarınızı yorar. Çocuklar arasında bireysel farklılıklar olduğunu unutmayalım lütfen.
Ya yapamazsa veya en iyisini yapmalı düşüncesi de ayrı bir dert olur bazen.
Koruyucu ebeveynlik veya mükemmeliyetçi ebeveynlik ile kusursuz çocuklar yetiştirmek mümkün olmayacaktır. Onlara sınırlı özgürlükler verip belli sorumluluklar ile de hayatlarını yönetebilecekleri ortamlar hazırlamalıyız ve bu ortamı küçük adımlarla sürekli genişletmeliyiz.
Sorumluluk duygusu ile küçük yaşlarda tanıştırmadığımız çocuklar okula başladığında karşılaşacağı sorumlulukları da taşımak istemeyecektir. Okulda eşyalarına sahip çıkmayacak, ödevlerini yapmak istemeyecek, ders çalışma sorumluluğunu da kabullenmekte zorlanacaktır.
Bu durum çocuk ve aile arasında küçük sorunların da başlangıç noktası olacaktır. Okul çağındaki çocuğun ödev yapmak istememesi veya kitap okumaktan hoşlanmaması küçük yaştan itibaren verilmesi gereken sorumluluk duygusunun öğretilmemesinden kaynaklanan sorunlardır aslında.
Ebeveynler çocuklarını iyi tanımalı; iki yaş, üç yaş, dört yaş, beş yaş, altı yaş, yedi yaş, sekiz yaş, dokuz yaş, on yaş … için yapılabilecek becerileri belirleyip uygun ortamlar hazırlayarak çocuklara başarı duygusunu tattırmalıdır.
‘’Sorumluluk duygusunun gelişmesi için ailede çocuğa sorumluluk verilmesi gerekir. Yaşına uygun sorumluluk verilmeyen çocuk sağlıklı gelişemez.’’ Doğan Cüceloğlu
Şimdiden kolay gelsin.