Son birkaç aydır sosyal medyada dolaşan bir haber vardı; aktarların kapanacağı yada sadece kuruyemiş ve baharat satabilecekleri, gıda takviyelerinin ve bitkilerin sadece eczanelerde satılacağı, bir torba yasayla bir gecede böyle bir karar alınabileceği yönünde. Bunun üzerine aktarına sahip çık adlı imza kampanyaları düzenlendi ve bundan dolayı bu ay ki yazımda aktarlık mesleğinin önemini artıları ve negatif yönleriyle sizlere bahsetmek istedim.
Kampanyalardan sonra bir açıklama Meclisten geldi ve bu haberlerin asılsız olduğu, böyle bir gündemin olmadığı açıklandı fakat, belli periyotlarda bu haber yıllardır gündeme geliyor ve asılsız çıkıyor. Peki amaç ne? aktarlar gerçekten bitirilmek mi isteniyor bilmiyorum ama aktarlık mesleğinin 5.000 yıllık bir mazisi olduğunu, kolayca bitirilemeyeceğini çok iyi biliyorum.
Türkiye'de resmi olarak hizmet veren 7.000 aktarın olduğunu biliyoruz. Bu da Türkiye'de 1 milyar dolarlık bir pazar payına sahip olduğunu gösteriyor. Bu pazar payından ilaç firmaları da yararlanmak için böyle bir savaşın içerisine bizleri çekmek istiyorlar.
Aktarlar ne iş yaparlar, gerçekten aktarlar olmalı mı bu kişiye göre değişen kavramlardır. Son günlerde aktarların sattığı bir çok ürünü büyük alışveriş merkezlerindeki kozmetik firmalarının raflarında görmekteyiz. Bitkisel yağlar, bitkiler, bitkisel şampuanlar, sabunlar, kremler, gıda takviyeleri ve baharatlarda ayrı bir konu; marketlerde küçük paketlere koyulmuş yanında yazan kilo fiyatına bile bakmadan alıp sonra aktara gelip pahalı satıyorsunuz diye serzenişte bulunan insanlar kilo fiyatlarına baksalar aktarların 3-4 kat misline satıldığının farkında olacaklar. Bunun yanı sıra gelip saatlerce bir konu, bir ürün, bir bitki hakkında bilgi alıp sonra araştırayım deyip giden sonra da sanal alemde bilgimizi kontrol eden kişilere hizmet eden bir sektördür aktarlık.
Aktarlık büyük bir özveri işidir, sürekli kendini yenilemek gerektirir. Sorun üretmek için değil, çözüm üretmek için çalışırlar, sürekli güler yüzlü, samimi, tevazu sahibidirler. Tecrübe gerektiren ve modern tıbbın yanında alternatif tıbbın büyük öneminin olduğunu sürekli kanıtlamaya çalışan bir meslektir. Her mahallede bulunan küçük esnaf dediğimiz aktarlarımız dükkanına her girenin kendi geçmişinden bir şey bulduğu, nefes aldığı yerlerdir. Ihlamur içmek istediğinde, kendimi halsiz hissediyorum, dut pekmezi almak istiyorum diyerek rahatlıkla girebildiği temiz, özenli yerlerdir aktarlar.
Aktarlığın geçmişiyle ilgili yazımı diğer bir yazımda bahsetmek isterim. Lokman Hekim'in 7 kartal yılı yani 560 yıl yaşadığı, tüm bitkilerin, çiçeklerin özelliğini bilip ilaç yaptığını, dükkanında her türlü hastalığın devası olan ilaçlar olduğu, hastalar içeri girdiğinde hastalıklarına şifa olacak ilaç şişesinin sallandığı gibi rivayetler bulunmaktadır. Bu konunun detaylarını önümüzdeki yazımda bahsedeceğim.
Son olarak şunu belirtmek istiyorum; herkes dükkan açabilir ama herkes esnaf olamaz. Tabi ki bizim mesleğimizde de bu mesleği kötüye kullanarak doktorculuk oynayan insanlar mutlaka vardır fakat bu mesleği layıkıyla yapan, insan sağlığını birinci planda tutan çok sayıda meslektaşımın olduğunu da belirtmek istiyorum. Bunu anlamak çok zor değil ve biraz sohbet ettikten sonra anlaşılır, kendini ele verir.
Yazımın sonunda sloganımızı tekrar sizinle paylaşmak istiyorum, "AKTARINA SAHİP ÇIK!"
Sağlıcakla kalınız.