Merhaba Sevgili Okurlarım,
Bugüne kadar köşe yazılarımda hiçbir zaman siyasi yorum yapmadım, tarzımda değil ama kendi ayakları üzerinde durma başarısını gösteren büyük Türkiye’nin geldiği noktayı hatırlatma yapmam siyasi olmaz aslında. Muhalefet belki bana kızacaktır ama doğruları ve ülkemizde yapılan önemli yatırımları göz ardı etmek, güneşi balçıkla sıvamaya benzer.
Dışa bağımlılıktan kurtulan Türkiye’nin geldiği noktayı, yağ, mazot, ilaç kuyruklarını unutan halkımıza ve ‘bunlar gerçekten ülkemizde yaşandı mı?’ diyen gençliğimize de hatırlatma yapmak zaruridir diye düşünüyorum.
Savunma sanayinde söz sahibi olan, kendi iha, siha’sını, insansız savaş uçağını, yüzde yüz yerli sermaye savaş gemisini üreten Türkiye için bunlar 20 yıl öncesinde imkânsız, hayalden öte geçmeyen şeylerdi aslında.
Şimdi geldiğimiz noktaya kısaca bakalım;
Türkiye son 20 yılda 6,1 büyüme rakamını yakalamış, kişi başına düşen milli gelirimiz 3 katına çıkmış durumda. Büyüme rakamları; iç ve dış talepleri karşılamış, sanayi üretimimiz 6.6 ve imalat sanayimiz 7.6 büyüme sağlamıştır. Belki birileri, ‘Türkiye yüksek enflasyonla boğuşuyor, alım gücü zayıfladı’ diyebilir. Pandemi sonrası dünya, global ekonomi ve batılı devletler yüksek enflasyonla mücadele etmedi mi? Bu sadece Türkiye’ye has bir durum olmadı ki. Pandemi sürecinde Avrupa Birliği ülkelerinin borç krizleri yaşadığını gördük. Borcumuz AB tanımlı borç stokumuz çok gerilerde. 20 yılda Yüzde 30.8'e kadar geriledi. Bu da öz sermaye ile büyümenin göstergesi değil mi? Enerji ve ekonomik gelişler büyüme ile paralel oranda. Türkiye enerjideki yenilenebilir enerji kaynakları ile ciddi yol kat etti. Enerji alanında 20 yılda kurulu gücümüzde 3 katına çıktık. 710 milyar metreküplük doğal gaz önümüzdeki günlerde devreye alınacak ve özellikle doğal gaz da dışa bağımlılık sona erecek inşallah.
Bir tarafta milli geliri yükselmiş, her evinde ikişer, üçer modelli otomobilin bulunduğu, yüzbinlerce vatandaşın TOKİ’ler sayesinde ev sahibi olduğu günümüz Türkiye’si, diğer tarafta 20 yıl öncesinde bırakın yeni otomobil, ev almayı, yarınını göremeyen kirada oturmayı yeğleyen, yoklukla, karaborsacılıkla boğuşan bir Türkiye.
Yazdıklarımla iyimser bir tablo çizmeye çalışmadım, bunlar ülkemizin gerçekleri aslında. Ben Türk insanına, devletimize ve ülkemizin geleceği gençlerimize güveniyor ve büyük Türkiye’nin hep beraber inşa edileceğine yürekten inanıyorum.
Saygılarımla.