Sevgili okuyucularım 2018 yılını iyisiyle kötüsüyle geride bıraktık. Koca bir yıla neler sığdırmadık ki; kimimiz ailesini çoğalttı, kimimiz hastalandı, kimimiz çok sevdiği yakınlarını kaybetti. Bu koca yıl daha neler neler hapsetti. Gelen yıla bakalım neler sığdıracağız. Kimi zaman gülüp kimi zaman ağlayacağız. Hayat mücadelesine dalıp bazı değerlerimizi de unutacağız. Umarım böyle olmaz. Dileğim bu yılda sizlerin her güzelliği tadında yaşamanız olacaktır. Gelecek yılın güzelliklerini beklerken geçmişi hatırlamadan geçemedim; Eskiden yılbaşlarını bayramlar kadar değerli kılan, özel yapan neydi acaba? Yemeğimizi, meyvemizi kuruyemişimizi ve özel yiyeceklerimizi bu güne saklardık. Yeni yılda tv karşısında geçireceğimiz o günü iple çekerdik.
Şimdi bu hazırlığın yarısını bile yapamıyoruz. Hayat mücadelesi boş zamanlarımızı eşle dostla değil, yalnız geçirmeyi getirdi. Bizim duygularımızın dileklerimizin yürekteki sesimizin yazıya döküldüğü yılbaşı kartları vardı. Aylar öncesinden alır, yazacağımız dileğimizi özenle seçerdik. Şimdi bu dilek ve temenni yazılarını cepten toplu mesajlara bıraktı, bazense unutuyoruz. Her geçen gün kalabalıklaşan şehir trafiğinde yorgun düştüğümüzü de bahanemize ekliyoruz. Şehirler genişledikçe yollar uzadı, yollar uzadıkça teknoloji onları kısalttı velhasıl bu dengede böyle kurulmuş oldu. Evden çıkmadan hal hatır sorar hale geldik. Aç camı sizleri görelim diyerek özlem gidermeye başladık. Avrupa’daki yakınlarımızı her gün internet sayesinde görerek özlem giderip evde konuk eder hale geldik.
Dokunmadan öpmeden koklamadan sevgiyi yaşar olduk. Sevgisizleşip, duygusuzlaştık. Sevgiyi başka değerlerle karıştırır hale geldik. Eskiden ışıklar söndü mü pencerenin önünde sohbet ederdik ışıkların gitmesiyle anne ve babamızın veya büyüklerimizin çocukluktaki yaramazlıklarını, okul anılarını dinlerdik. Şimdi ne elektrikler kesiliyor ne de pencere önündeki sohbetler oluyor. Herkes kendi odasında bilgisayar veya cep telefonuna dalmış onunla tüm özlemlerini gideriyor. Nerede eskiler, eski temenniler. Dilek sözcükleri değişti temenniler bilişimin arasında sıkışıp kaldı.
Benden tüm güzel temenniler yeni yılda sizlere, sizlerin sevdiklerine gelsin;
Yeni Yılınız Kutlu ve Mutlu Olsun.
Şimdi bu hazırlığın yarısını bile yapamıyoruz. Hayat mücadelesi boş zamanlarımızı eşle dostla değil, yalnız geçirmeyi getirdi. Bizim duygularımızın dileklerimizin yürekteki sesimizin yazıya döküldüğü yılbaşı kartları vardı. Aylar öncesinden alır, yazacağımız dileğimizi özenle seçerdik. Şimdi bu dilek ve temenni yazılarını cepten toplu mesajlara bıraktı, bazense unutuyoruz. Her geçen gün kalabalıklaşan şehir trafiğinde yorgun düştüğümüzü de bahanemize ekliyoruz. Şehirler genişledikçe yollar uzadı, yollar uzadıkça teknoloji onları kısalttı velhasıl bu dengede böyle kurulmuş oldu. Evden çıkmadan hal hatır sorar hale geldik. Aç camı sizleri görelim diyerek özlem gidermeye başladık. Avrupa’daki yakınlarımızı her gün internet sayesinde görerek özlem giderip evde konuk eder hale geldik.
Dokunmadan öpmeden koklamadan sevgiyi yaşar olduk. Sevgisizleşip, duygusuzlaştık. Sevgiyi başka değerlerle karıştırır hale geldik. Eskiden ışıklar söndü mü pencerenin önünde sohbet ederdik ışıkların gitmesiyle anne ve babamızın veya büyüklerimizin çocukluktaki yaramazlıklarını, okul anılarını dinlerdik. Şimdi ne elektrikler kesiliyor ne de pencere önündeki sohbetler oluyor. Herkes kendi odasında bilgisayar veya cep telefonuna dalmış onunla tüm özlemlerini gideriyor. Nerede eskiler, eski temenniler. Dilek sözcükleri değişti temenniler bilişimin arasında sıkışıp kaldı.
Benden tüm güzel temenniler yeni yılda sizlere, sizlerin sevdiklerine gelsin;
Yeni Yılınız Kutlu ve Mutlu Olsun.